Sayın Faruk Çelik: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı (II)
Sayın Bakan,
Malumunuz olduğu üzere, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaşayan ve bir süre yaşadıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapmış yaklaşık 5 milyon vatandaşımızın çalışma, ikamet, sosyal güvenlik, aile birleşimi, eğitim gibi sosyal hakları en kapsamlı şekilde Türkiye AB Ortaklık Hukuku ile güvence altına alınmıştır. Mevcut Türkiye AB Ortaklık Hukukunda değişiklik girişimleri ve bu hukuka ilave yeni anlaşmalar yapılması, 5 milyon Türk kökenli vatandaşımızı derinden kaygılandırmaktadır.
Bu gelişmelere iki somut örnekle açıklık getirmek isteriz. Bunlardan ilki 22 Haziran 2012 tarihinde parafe edilen Geri Kabul Anlaşması, AB’ye yasadışı gelen Türk vatandaşlarının yanısıra, bu ülkelerde uzun yıllar ikamet sahibi Türk vatandaşlarını da kapsamaktadır. Çifte vatandaşlığa sahip Türk vatandaşları ile bulunulan ülkenin vatandaşlığını almış Türk kökenlilerde bu anlaşma kapsamındadır. AB ülkelerinde yasal ikamet sahibi, hatta bu ülkelerde doğmuş Türk vatandaşlarının sınırdışı edilmesi ve Türkiye tarafından geri kabulu düşünülemez. İnsanlara “iade edilen mal” muamelesi yapmak en temelde insanlık suçudur. Bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi diğer etkilerinin yanı sıra, 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının ticari ilişkiler dışındaki hükümlerini işletilemez hale getirecektir.
İkinci çok önemli gelişme ise şöyledir. AB Komisyonu, Türkiye AB sosyal güvenlik ilişkilerini düzenleyen 3/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı yerine geçecek yeni bir Ortaklık Konseyi Kararı Taslağını AB Sosyal İşler Bakanlar Konseyine sunmuştur. Konsey 6 Aralık 2012 tarihinde bu Taslağı üzerinde hiç bir görüşme yapmadan AB pozisyon belgesi olarak kabul etmiştir. Konu, Hollanda sivil toplum örgütlerince Mayıs 2012 tarihinden bu yana gündemde tutulmuştur. Bununla birlikte Türkiye’nin bu konudaki pozisyonu konusunda Avrupa Türk toplumunun herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Bu konuda Türkiyenin tutumuyla ilgili bildiğimiz tek şey, Türkiye’nin bu gelişmeler yaşanırken AB nezdinde herhangi bir girişimde bulunmadığıdır.
AB Komisyonunun ve Bakanlar Konseyinin bu tutumundan güç alan AB ülkeleri, daha Ortaklık Hukuku ortadayken bile hakların kısıtlanmasında hiçbir sınır tanımamaktadır. Hollanda’nın bazı sosyal güvenlik ödeneklerine ikamet edilen ülke prensibini 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulamaya koyması yine diğer somut bir örnektir.
AB ülkelerinde aktif olarak faaliyet gösteren, Türk Sivil Toplum Kuruluşları olarak bizler, bu gelişmelerden ve Türkiye’nin bu güne kadar ki tutumundan son derece kaygı duymaktayız. Bu hak kısıtlayıcı gelişmelere karşı ortak bir mücadele platformu oluşturmak amacıyla Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya ve İsveç’ten STK temsilcileri Ocak 2013 ayı sonunda Hollanda’da bir araya gelecektir.
Bu toplantıya ön hazırlık amacıyla, adı geçen ülkelerdeki STK’lar adına bir heyetle Ankara’ya gelerek,
- Geri Kabul Anlaşması
- Türkiye AB Ortaklık Hukuku
- Vize,
- Serbest Dolaşım,
- Sosyal Güvenlik ve
- ABAD Kararlarının yaygınlaştırılarak uygulanması,
konularında en üst seviyede bilgi almak istiyoruz. Ankara’dan alacağımız bilgi, Ocak 2013 ayı sonunda yapacağımız STK toplantısında diğer temsilcilerle paylaşılacak ve mücadele platformumuzun şekillenmesine önemli katkı sağlayacaktır.
Bu düşüncelerle, Ocak ayının üçüncü haftasında (21-27 Ocak 2013) mümkün olması halinde, Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik ile görüşmek amacıyla randevu talep ediyoruz.
Sayın Bakan,
Bizleri kabul ederek, yukarıda belirtilen konularda endişelerimizi birinci ağızdan dinlemeniz ve Türkiye’nin pozisyonu hakkında bilgi vermeniz, bu hakkı mücadelemizde bizlere büyük katkı sağlayacaktır.
Sizden kısa sürede bir görüşme tarihi bilgisi alabilmek ümidiyle, selam ve saygılarımı sunuyorum.
Mustafa Ayrancı
HTIB Genel Başkanı