Hoş geldin 2024, güle güle 2023
Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. İsterseniz önce acılarından söz edelim.
İsrail yönetiminin Filistinlilere uyguladığı soykırım geçen yılın en acı olayı olarak hafızamıza kazındı. Filistinlilere yönelik olarak modern tarihte az örneği görülen bir etnik temizlik olayına tanık oluyoruz. Acımızı artıran faktör ise ‘insan hakları’ şampiyonluğu yapan ülkelerin İsrail yönetiminin barbarca tutumuna arka çıkmasıdır. Bu olay bize bir kez daha şunu öğretti. Kapitalist ülkeler hiç bir zaman insan haklarının kararlı savunucuları olmadılar ve olamayacaklar. İnsan haklarını sağlayan temel faktör demokratik kamuoyunun kararlı ve direngen tutumudur.
Geçen yılın diğer acı bir olayı Ukrayna’daki savaşın sürüyor olmasıdır. Biz örgüt olarak ta baştan Ukrayna halkının kendi geleceğini belirleme hakkını savunduk ve Ukrayna topraklarını bir silah atış poligonu olarak kullanan NATO’nun ve Rusya’nın tutumunu sert biçimde kınadık. Birkaç gün önce yayınlanan bir haber bu tutumumuzun ne kadar doğru olduğunu kanıtladı. Söz konusu habere göre uluslararası silah tekellerinin kârları son dönemde olağanüstü artmış durumda. Silah fabrikaları depolarında bulunan eski silahları sattıkları gibi yeni silahlarını da deneme olanağına da kavuştular. Bu haber, Ukrayna’da ve dünyanın başka yerlerinde çıkan savaşların kimin yararına olduğunu çok iyi anlatıyor.
2023 yılında Hollanda’da toplumsal bir deprem yaşandı. Irkçılığı mahkeme kararıyla tescillenmiş olan Geert Wilders’ın tek kişilik partisi PVV milletvekili seçiminde en büyük parti olarak sandıktan çıktı. Şimdi bu partiye iktidar olmak yolunu açacak olan koalisyon görüşmeleri sürüyor. Fazla söze gerek yok. PVV’nin yer aldığı bir hükümet Hollanda’nın demokratik imajına uluslararası bir darbe vuracak, hiç bir toplumsal sorunu çözemeyeceği gibi, yeni ve ciddi sorunların doğmasına neden olacaktır. Hep beraber bekleyelim ve görelim.
Geçen yılın en güzel haberleri kitle gösterilerinde saklıdır. Filistin halkıyla dayanışma anlamındaki gösteriler İsrail yönetimini destekleyen ülke hükümetlerine geri adım attırdı. İklim değişikliği ve çevre konusunda giderek kitleselleşen ve radikalleşen eylemler yeterli olmasa da bazı uluslararası anlaşmaların yapılmasını sağladı. Bu bize şunu gösteriyor. Dünyadaki her olumlu değişikliğin temelinde kitlelerin kararlı ve direngen tutumu yatıyor. Bu bize aynı zamanda ne yapmamız gerektiğini de gösteriyor. Savaşa karşı barış, zulme karşı direnme ve dayanışma, baskılara karşı demokrasi ve özgürlükler, çevre kirliliğine karşı gecikmeksizin radikal önlemler, ırkçılığa karşı eşitlik ve kardeşlik için sesimizi yükseltmeliyiz. Sesimizi yükseltmeliyiz, yoksa kapitalistlerin fazla kâr hırsı hem yerküremizi, hem de insanlığı bir felakete sürüklüyor. Buna dur demenin tek yolu kitlelerin hemen harekete geçmesidir. Umarız 2024 yılı bu doğrultuda olumlu gelişmelerin olduğu bir yıl olur.Bu vesileyle yeni yılınızı kutlar, sağlıklı, mutlu ve esenlik dolu bir yıl olmasını dileriz. Önümüzdeki yıl görüşmek üzere bütün güzellikler sizin olsun.
Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB)