Bakanlar Kurulu Üyelerine

Türkiye Cumhuriyeti

Bakanlar Kurulu üyelerine

Sayın Bakan,

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile imzalamayı düşündüğü Geri Kabul Anlaşması Euro-Türkler için tehdit edici unsurlar içermektedir.

Şöyleki:

Bildiğiniz gibi, Türkiye Cumhuriyeti (TC) ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki vize görüşmeleri sürüyor. Basından edinilen haberlere göre iki taraf da prensip anlaşmasına varmış olmakla birlikte nasıl uygulanacağı konusunda kimi pürüzler nedeniyle henüz imzalanamadı. Ancak, hazırlanan model anlaşmaya göre Türkiye, Avrupa ülkelerinde geçerli ikamet koşularına uymayan vatandaşlarını da geri almayı prensip olarak kabul etmiş bulunuyor. Örneğin, bu model anlaşmanın ikinci maddesi aynen şöyledir:

“MADDE II : AKİT TARAFLARIN VATANDAŞLARININ GERİ KABULÜ”

1)Akit taraflardan her biri, diğerinin talebi üzerine, talep eden Akit tarafın ülkesinde giriş veya ikamet ile ilgili yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uymayan veya artık bu hükümlere aykırı konumda olan kişileri, talep edilen devletin vatandaşı olduğu geçerli bir şekilde varsıyalabildiği veya ispat olunduğu takdirde, özel formaliteler ileri sürmeksizin geri kabul ederler.”

Bu maddeye göre, örneğin, Avrupa ülkelerinin herhangi birinde ikameti olan bir Türk vatandaşı, ikamet işlemlerinde en küçük bir hata yapsa, mesela ikametin, zamanında uzatmasa yurt dışı edilebilecek ve itirazını veya işlemlerinin bitmesini yurt dışında beklemesi gerekecektir. Çünkü, ikamet ile ilgili yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uymayan veya artık bu hükümlere aykırı konumda olan kişiler’ ibaresi son derece geniş ve muğlaktır ve Avrupa ülkelerinde çalışan yurttaşlarımızı doğrudan hedef alabilecektir. Biz, bunun son derece sakıncalı olduğunu ve kazanılmış haklarımızı geri götüreceği düşüncesindeyiz ve bu ibarenin kaldırılarak AB ülkelerinde çalışan yurttaşlarımızın bu anlaşmadan muaf olduğunun açık ve net olarak anlaşmada yer almasını talep ediyoruz.

Sayın Bakan,

Dikkatinizi çekmek istediğimiz ikinci nokta şudur:

Bildiğiniz gibi, AB ülkeleri, Türkiye ile AB arasında Ankara’da imzalanan 1963 Anlaşması’na uymamakta, AB ülkelerinde ikamet eden yurttaşlarımızın emekli aylığı, çocuk parası gibi kazanılmış haklarını kısıtlamaya çalışmaktadır. Ne var ki, bu tür uygulamalar ilgili ülkelerin mahkemeleri tarafından her zaman onaylanmamakta veya onaylansa bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından bozulmakta ve ilgili ülkeler para cezasına tabi tutulmaktadır. Bu durumdan şikayetçi olan ilgili ülkelerin başvurusu üzerine Avrupa Konseyi yakın zamanda bir karar kabul etmiştir. Bu karara göre, Avrupa Konseyi, Türkiye ile imzalanan 1963 Ankara Anlaşması’nın Türklere hak tanıyan maddelerinin AB ülkelerinin mevzuatlarına uygun duruma getirilmesi konusunda ilgili ülkelerin çalışma yapmasını istemektedir. Bu şu demektir: AB, Türkiye ile yapacağı üyelik görüşmeleri çerçevesinde bu konuyu sürekli olarak gündeme getirip, Türkiye’den taviz koparmaya çalışıp, kazanılmış haklarımızı ortadan kaldırmaya çalışacaktır. Biz, Avrupalı Türkler olarak bu girişimlerden son derece rahatsızız ve bu konuda herhangi bir tavizi kabul etmeyeceğimizi şimdiden belirtmek istiyoruz. Avrupa’da giderek derinleşen krizden doğrudan etkilenen bizler, kazanılmış haklarımızın pazarlık konusu yapılmasını şiddetle ret ediyoruz ve Türkiye’nin bu konuda kararlı davranacağına inanmak istiyoruz. Bu çerçevede, Türkiye’nin bu konuda açıklama yapıp bu türden girişimlerin önünü önceden kesmesini talep ediyoruz. Bu konuda bizim duyarlılığımıza anlayış göstereceğinizi umarız.

Saygılarımla,

 

Mustafa Ayrancı

Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB)

Genel Başkanı

04. 06.2012, Amsterdam